Schopenhaur, “Bir insan herhangi bir konu hakkında okuyarak
bilgi sahibi olmak istiyorsa derhâl kendisini, bilim sürekli ilerlemektedir ve
yenileri hazırlanırken zaten eski kitaplardan yararlanılmıştır zannıyla o konu
hakkında yazılmış en eski kitaplara sarılmaktan, dikkatini münhasıran onlarla
sınırlamaktan uzaklaştırması gerekir”[1]
diyeli 150 yıldan fazla bir zaman geçmesine karşın ikazının bugünkü okura
hitaben geçerliliğini koruduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Aksi takdirde
günümüzde eski harfli metinleri yeni harflere aktaran, bununla da kalmayıp
sadeleştiren yayınlar arttığı hâlde muhtelif meseleler için çözüm aranırken eski
ilmî eserlerin hâlâ nazar-ı itibara alınmamasını başka türlü izah edemeyiz. Yurtdışında
Hacı Kalfa/Halife (Haji Khalifa) nâmıyla maruf Kâtip Çelebi hakkında - belki dünya
çapında en meşhur âlimlerimizden olmasının fark edilmesi hasebiyle - son
yıllarda yazılan kitaplar ve düzenlenen sempozyumlar var; hatta adına bir
üniversite de kuruldu; lâkin eserlerinin aynı oranda ilgiye mazhar olup olmadığı
tartışılır. Bir ihtimal yazımızı okuyup bu zâtın eserlerini incelemeye
heveslenenler yahut niyeti olup da hangi kitabından başlasam diye düşünenler
çıkarsa diye, onlar için güzel bir başlangıç kitabı olabilecek, Kâtip
Çelebi’nin vefatından yaklaşık bir yıl önce kaleme aldığı son telifini kısaca
tanıtacağız.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder