Işık, Daha Çok Işık!

(Işık, Daha Çok Işık!; Arka Kapak Dergisi, Sayı 8, Mayıs 2016)


Müslümanlar ile Hıristiyanlar arasında cereyan eden sayısız savaşlar nedeniyle Batı’da mütemadiyen İslâm’a karşı düşmanca bir duruş sergilenirken, önyargısız ve daha tarafsız bir görüş noktasına yükselme kudreti gösteren münferit kişiler yaşamıştır ve bunlardan biri de Goethe’dir. İncil’den sonra Kur’ân, onun en çok hâkim olduğu esas dinî metin olmakla birlikte bilhassa Hz. Muhammed’e içten bir alâka geliştirmesi ve henüz 23 yaşındayken Peygamberimiz hakkında harikulâde bir kaside yazması, şairin hayatında en hayret verici fenomendir. Yaşamı boyunca hayranı olduğu Voltaire’in, Le fanatisme ou Mahomet le Prophète başlıklı tahkir edici manzum trajedisine mukabil “Hz. Muhammed’i asla bir sahtekâr olarak göremeyiz” diyen müellif, İslâm’a duyduğu ilgi hayatının bir döneminde heves ettiği bir şey değildir; zira 70 yaşlarında bir şair olarak, Kur’ân’ın tümüyle Hz. Peygamber’e indiği Kadir gecesini huşu içinde kutlamak istediği düşüncesini alenen itiraf etmesi ve kendisinin Müslüman olduğu yolundaki söylentiyi reddetmemesi bunu ispatlamaktadır. Bittabi buna istinaden Goethe’nin gizlice ihtida ettiğini söylemek mümkün değildir, çünkü başka bir dine geçmeye az önem vermiş müellif, İncil ve Kur’ân’a müsavi ölçüde saygı duymuş ve kesbettiği ilmi Doğu ile Batı arasında bir köprü kurmak için kullanmıştır.    

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:


Hiç yorum yok :