Prof.Dr.Şahin Uçar

(Ayraç Dergisi, Sayı 65, Mart 2015, s.30-35) 





"ENTELEKTÜELLERİN DİLİ BU DÜNYAYI TASVİR ETMEYE YETMİYOR"

Söyleşi: Ekrem Sakar, Mehmet Kökrek

Öncelikle entelektüel kavramının kökenine inelim. Nereden geliyor bu kavram? Nasıl oluşmuş?

Entelektüel “intellect” kelimesinden geliyor. 'Intellect' insan zekâsı demek. Okuyarak, öğrenerek, zekâ ile problemleri çözeceğini düşünmenin adıdır entelektüelizm. Türkçede buna eskiden münevver diyorlardı, şimdi aydın diyorlar. Dünya tarihinde yeni bir hadise sayılır. Fransız İhtilâlinden sonra ortaya çıkmış bir şey. Ondan önce âlimler, sanatkârlar ve filozoflar vardı. Herkes okumazdı. Okuyanlar ya âlim olacağım, ya teolog olacağım, ya sanatkâr olacağım diye, esaslı bir şey için okurdu. Okumanın amacı kendi ruhunu tekâmül ettirmekti. Modern devirlerde ise devlete bürokrat, memur ve çeşitli uzmanlık dallarında adam yetiştirmek için insanlar okutulmaya başlandı. Misal bir yerde tarih dersi okutulacak, oraya bir tarih hocası yerleştirmek için bu eğitim verilmeye başlandı.

Türkçede âlim diyorduk biz meselâ. Gerçi Türkçede âlim kelimesi de yanlış anlaşılıyor. Türkçede bütün kavramlar keşmekeş olmuş durumda. Zamanımızda Türkçe temelsiz bir dile dönüştüğü için kimse ne dediğini pek de bilmiyor. Eskiden âlim diye dînî ilimlerle meşgul olana diyorlardı, zira Kanunî’den bu yana medreselerde okutulan dini ilimlerden başka ilim de yoktu. Hepsini müfredattan kaldırmışlardı. Ancak Tanzimat’tan sonra açılan mekteplerde (mühendishane harbiye ve tıbbiyede) dinî ilimler yerine müspet ilimler okutulmaya başlanmıştır. Bu yüzden son üç dört asırdır ulema deyince halkın aklına dinî ilimlere sahip kişiler gelir. Bana göre bir kere ilim, ancak insan zekâsının anlayabildiği, kavrayabildiği, çözümler üretebildiği, tabiat ilimleridir, maddî dünyayla sınırlı olan bilgidir; Tecrübî ilimlerdir, yani Batının “science” dediği.

Araplar ise “bilmek” ma'nâsından yola çıkarak her şeye ilim demişler, bizimkiler de öyle yapmış. İlim, matematik ve mantık dili kullanır, o da Aristo mantığıdır. Halbuki sosyal hadiselerin karmaşıklığı karşısında mantık yetmemeye başlar ve bunlar ilmin dışında kalır. Çünkü hayatın kendisi paradoksaldır, ama mantık paradoksları kabul etmez. dilin semantik hususiyetleri ve matematik ölçme unsurları ile Aristo mantığı Yalnızca müspet ilimlerde başarıyla kullanılabilir. Netice olarak “âlim” deyince ben yalnızca müspet ilimlerle uğraşanları anlıyorum. Müsbet ilimlerden farklı bilgi branşları ilim (science) değildir.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA RÖPORTAJI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :