"ENTELEKTÜELLERİN DİLİ BU DÜNYAYI TASVİR ETMEYE YETMİYOR"
Söyleşi: Ekrem Sakar, Mehmet Kökrek
Öncelikle entelektüel kavramının kökenine inelim. Nereden geliyor bu kavram? Nasıl oluşmuş?
Entelektüel “intellect” kelimesinden geliyor. 'Intellect' insan zekâsı demek. Okuyarak, öğrenerek, zekâ ile problemleri çözeceğini düşünmenin adıdır entelektüelizm. Türkçede buna eskiden münevver diyorlardı, şimdi aydın diyorlar. Dünya tarihinde yeni bir hadise sayılır. Fransız İhtilâlinden sonra ortaya çıkmış bir şey. Ondan önce âlimler, sanatkârlar ve filozoflar vardı. Herkes okumazdı. Okuyanlar ya âlim olacağım, ya teolog olacağım, ya sanatkâr olacağım diye, esaslı bir şey için okurdu. Okumanın amacı kendi ruhunu tekâmül ettirmekti. Modern devirlerde ise devlete bürokrat, memur ve çeşitli uzmanlık dallarında adam yetiştirmek için insanlar okutulmaya başlandı. Misal bir yerde tarih dersi okutulacak, oraya bir tarih hocası yerleştirmek için bu eğitim verilmeye başlandı.
Türkçede âlim diyorduk biz meselâ. Gerçi Türkçede âlim
kelimesi de yanlış anlaşılıyor. Türkçede bütün kavramlar keşmekeş olmuş
durumda. Zamanımızda Türkçe temelsiz bir dile dönüştüğü için kimse ne dediğini
pek de bilmiyor. Eskiden âlim diye dînî ilimlerle meşgul olana diyorlardı, zira
Kanunî’den bu yana medreselerde okutulan dini ilimlerden başka ilim de yoktu.
Hepsini müfredattan kaldırmışlardı. Ancak Tanzimat’tan sonra açılan mekteplerde
(mühendishane harbiye ve tıbbiyede) dinî ilimler yerine müspet ilimler
okutulmaya başlanmıştır. Bu yüzden son üç dört asırdır ulema deyince halkın
aklına dinî ilimlere sahip kişiler gelir. Bana göre bir kere ilim, ancak insan
zekâsının anlayabildiği, kavrayabildiği, çözümler üretebildiği, tabiat
ilimleridir, maddî dünyayla sınırlı olan bilgidir; Tecrübî ilimlerdir, yani
Batının “science” dediği.
Araplar ise “bilmek” ma'nâsından yola çıkarak her şeye ilim
demişler, bizimkiler de öyle yapmış. İlim, matematik ve mantık dili kullanır, o
da Aristo mantığıdır. Halbuki sosyal hadiselerin karmaşıklığı karşısında mantık
yetmemeye başlar ve bunlar ilmin dışında kalır. Çünkü hayatın kendisi
paradoksaldır, ama mantık paradoksları kabul etmez. dilin semantik
hususiyetleri ve matematik ölçme unsurları ile Aristo mantığı Yalnızca müspet
ilimlerde başarıyla kullanılabilir. Netice olarak “âlim” deyince ben yalnızca
müspet ilimlerle uğraşanları anlıyorum. Müsbet ilimlerden farklı bilgi
branşları ilim (science) değildir.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA RÖPORTAJI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder