Bir spor müsabakasını anlatan bir spikeri anlamak için o
spor branşının terminolojisine hâkim olmak lüzumludur. İlim dallarında ise o
ilme ait ıstılahları bilmekten öte, neye karşılık geldiği veya neyi ifade
etmediği etraflıca düşünülmelidir. Hele bu ilim soyutsa, terimlerin işaret
ettiği manaların enine boyuna irdelenmesi gerekir. Ancak bu şekilde o ilim dili
öğrenilmek suretiyle yazılanlar idrak edilebilir. Bazen bu da yetmez, zira
ilmin kitabî tarafının yanı sıra bir de hayatî bir yanı vardır. Başka bir
ifadeyle, sadece okunarak değil yaşanarak, tecrübe ile edinilen kazanımlara
sahiptir. Böyle bir durumda okumanın bir yere kadar yardımcı olması, daha sonra
devreye yaşamanın girmesi durumu söz konusudur. Dolayısıyla kişi yaşadığı kadar
bilmekte, bildiği kadar da yaşamaktadır. Bu tür ilimlerden biri tasavvuf
ilmidir.
Mücerred ilimler, müşahhas ilimlere nazaran daha zor
anlaşılırlar. Elle tutulur, gözle görülür şekilde ispatlanmadıklarından dolayı
zihinde tasarlaması daha zor olan bu ilimleri öğrenmek için belirli öğretim veya
eğitim aşamalarından geçmek gereklidir. Tasavvuf her ne kadar kâl (söz) ilmi
olmasa da, diğer bir deyişle hâl ilmi olsa da, özellikle tarikatlar şeklinde kurumsallaşması
sonucunda konuşulan ve yazıya geçirilen bir bilgi sistemi tarafından söz
edilebilir. Tasavvufî düşünce bilgisi diyebileceğimiz bu birikimin sair diğer
bilim dallarından en bariz farkı tecrübî vasıflara haiz olmasıdır. Yani tam
manasıyla idrak etmek için okumak kâfi gelmemektedir. Mücerred bir yapı arz
eden ve şahsî deneyimlere istinad eden bu ilim bir yönüyle de normatiftir; zira
İslâm dairesinin içindedir. Bu yüzden metafiziği, varlığı vs. konu ediniyor
diye felsefe ile karıştırmamak gerekir.[1]
“Anlatılmaz yaşanır” nev’inden bu ilmin anlatılabileceği kadarını da, yine onu
yaşayanların sözlerinden ve bu sözleri kaleme alanların eserlerinden okuyarak
öğrenebiliriz.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
2 yorum :
“-den mâdâ” değilde "mâadâ" olması lazım
Uyarınızı, şapkalarını kaldırarak dikkate aldım.
Yorum Gönder