Yahya Kemal'in Muhafazakârlık Modeli

(Yahya Kemal'in Muhafazakârlık Modeli; Ayraç Dergisi, Sayı 61, Kasım 2014, sf.47-50)



-          Kökü mazide olan atiyim -

İster bir kültürde yer edinmiş değerler bütünü gibi soyut ve karmaşık bir şey olsun, ister bir kutu bezelye konservesi gibi somut ve basit bir şey olsun; bir şeyin muhafaza edilmesi için iki durumun varlığı esastır. Bunlardan ilki, kişinin malikiyet, aidiyet, mesuliyet veya emanetçilik saikiyle bir şeyi veya birçok şeyi sahiplenmesi durumudur. Bir diğeri ise, sahiplenilen şeyin tahribat tehlikesi ile karşı karşıya olmasıdır. Yani sahiplenilen şeyin yok olmaması için gösterilen koruma çabasına muhafaza etmek diyoruz. Yalnız bu tanımlamadan yola çıkarak, tabii olarak herkesin bir şeyleri muhafaza ettiğini ve muhafazakâr addedilebileceğini söylemeyiz. Zira muhafazakârlık mefhumunun toplum nazarında ne manaya geldiğini irdelemek için sosyolojik manasına vâkıf olmak icap eder. Meselâ ülkemizde muhafazakâr lâfı geçince akla ilk gelen unsur dindir. Bilâhare tarih, örf, âdet,  gelenek gibi pek çok öğeyi çağrıştırabilir. Hâlbuki takip edilen yolun yapısına baktığımızda, İslâmcılık ile Atatürkçülük yahut bir komünizm (şimdi) arasında prensipler düzeyinde fark yoktur. Hepsi geçmişten günümüze gelen bir ve bozulma tehlikesi olduğunu düşündükleri bir geleneğin/düşüncenin hayatiyetini devam ettirme gayreti içerisinde olan ideolojilerdir. Haddizatında ideolojilerin kısmıküllisi aynı zamanda muhafazakâr özellikler gösterir. Dolayısıyla muhafazakârlığın bir topluma faydalı mı yoksa zararlı mı olduğu; neyin, ne nisbette, ne şekilde muhafaza edildiğine göre değişmektedir.

AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:

Hiç yorum yok :