Ders kitaplarında bize insanlık tarihinin yazının icat
edilmesiyle başladığı öğretildi. Buna binaen yazının, tarihi başlatacak kadar
mühim bir şey olduğu neticesini çıkarıyoruz. İnancımıza göre ise Hz.Adem’e
gönderilen on suhufu göz önünde bulundurarak yazının insanlık tarihi kadar eski
olduğunu söyleyebiliriz. Taştan papirüse, parşömenden kâğıda muhtelif şeylerin
üzerine yazılan yazının bilinen en uzun macerası kâğıt üzerinde
gerçekleşmiştir. Kâğıdın cinsinin tarih boyunca istihaleye uğrasa da muayyen
miktarda kâğıtlar bütününe kitap adı verilmiştir. Yani kitap denilince herkesin
aklına kapağı ve sayfaları olan bir nesne gelir. Binaenaleyh kitap mefhumunun
insan zihninde husule getirdiği somut bir yapı söz konusudur.
Bilhassa 21. asırda evlerde, iş yerlerinde veya dışarıda
herhangi bir yerde internete bağlanabilme lüksüyle doğru orantılı olarak
bilgisayarların ve cep telefonların yaygınlaşması vakasıyla karşı karşıyayız.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur ki; iş için, iletişim için, eğlence
için, ne için olursa olsun herkes insanlık tarihinde hiçbir zaman bu kadar çok
okuyup yazmamıştır. Dijital bir ekranda yazan şeyleri okumak ve tekrar o ekrana
bir şeyler yazmak insanı okur-yazar yapar mı, bu bir nitelik mi yoksa nicelik
meselesi midir, bir bahsidiğer. Varmak istediğimiz nokta, ekranlar vasıtasıyla
bir şeyler okumanın olağan bir durum olduğu. Artık toplumun kahir ekserisi bir
gazeteyi, sosyal medyadaki paylaşımları, bir haber sitesini, bir blog’u cep
telefonu veya tablet bilgisayarı vasıtasıyla ekran üzerinden takip etmekte bir
beis görmüyor. Aynı şekilde ekran üzerine yazmayı/tuşlamayı da1 kimse yadırgamıyor. İnsanlar şiir, hikâye,
öykü, roman, tez, hissettiği bir duygu, aklına gelen bir düşünce, yapmak
istediği bir espriyi kâğıda yazar gibi ekrana tuşluyorlar.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder