Okuduğumuz kitaplarda ve
dinlediğimiz insanların konuşmalarında sıkça karşı karşıya kaldığımız, bundan
dolayı anladığımızı zannettiğimiz fakat işin aslı ne olduğunu tam olarak
bilmediğimiz bazı mefhumlar vardır. Bunlardan bir tanesi de alegoridir.
Bilhassa edebiyat alanında alegorik eserden kastın ne olduğunu, daha da
önemlisi ne olmadığını tesbit etmek lüzumludur. Çoğumuzun zihninde bir takım
şeyler uyansa da tam olarak tarifini yapabileceğimiz bir kavram olmadığından
ötürü sözlüklere başvurduğumuzda, alegorinin edebiyatta ne ifade ettiğine dair
tatmin edici bilgiler elde edemeyiz. Meselâ TDK’nın sözlüğünde “Bir sanat
eserindeki öğelerin gerçek hayattan bir şeyleri temsil etmesi durumu” olarak
geçmektedir. Bu tanıma dayanarak buna uyan pekalâ pek çok kavram ortaya
sürülebilir. Binaenaleyh alegorinin ne olduğunu anlamak için evvelâ alegorinin
ne olmadığını saptamak gerekir. Bilâhare alegorinin özellikleri bir eser
üzerinden gösterilmesi, mevzunun idrak edilmesini kolaylaştırır. Mevzubahis
edeceğimiz kitap da bu minval üzerine yazılmıştır.
Berat Açıl’ın Klasik Türk
Edebiyatında Alegori adlı kitabı, edebiyatta alegorinin ne olduğu/olmadığından,
edebiyatımızdaki ve komşu edebiyatlardaki alegorik eserlerden, alegorik
eserlerin özelliklerinden ve teorisi işlenen mefhumun pratiğe müteveccih olarak
klasik eserlerimizden birisi üzerinde alegorik unsurların tesbitinden mürekkep
bir çalışma olmuş. Başlıca üç bölümden müteşekkil olan kitabın ilk bölümü
klasik İslâmî edebiyatlarda alegorik eserlerden söz etmiş. İslâmî kültürle
harmanlanması açısından müşterek öğeler ihtiva eden klasik Arap, Fars ve Urdu
edebiyatlarındaki alegorik eserlere değinilen bu bölümlerin genel bilgi
mahiyetinde olduğunu söylememiz mümkün. Zira tüm bu edebiyat sahalarındaki
bütün eserleri inceleyerek alegorik eserlerin hepsinin listesini vermek ayrı ve
yoğun bir gayret gerektirir. Türk edebiyatı üzerine yapılan araştırmaysa tabii
olarak diğer edebiyatlara nazaran daha kapsamlı. Bunun neticesinde Türk
edebiyatında, kitapta alegorinin tayin edilen özelliklerine uyan, 21 eser
tesbit edilmiş. Bu sayı, diğer edebiyatlarda verilen alegorik eserler sayısının
toplamından daha fazla. Geniş bir tetkikat yapılmadan sayıların ne olduğu
hususunda kesin rakamlar veremesek de Türk edebiyatında bu tip eserlerin diğer
edebiyatlara oranla daha fazla olduğu gayet mantıklı bir çıkarımdır. Bu
istidlali kuvvetlendiren en mühim delil olarak, eseri alegorik addetmemiz için
içinde parça parça alegorilerin yahut alegorik hikâyelerin bulunduğu eserlerin
incelemeye dâhil edilmemesini öne sürebiliriz. Bahusus Arap ve Fars
edebiyatlarında bu şekilde (parça parça alegorik özellikler gösteren) pek çok
eser alegorik sayılmamıştır. Türk edebiyatında tasavvufî mesnevîlerin diğer
edebiyatlardan fazla rağbet bulduğu da göz önüne alındığında, alegorik
eserlerin bizim edebiyatımızda niçin daha çok revaç bulduğu anlaşılabilir.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder