Abdülbaki Nasır Dede

(Abdülbaki Nasır Dede; Z Dergisi, 2018/2)


Turuk-ı aliyyede, yani alâ silsiletihim elden ele icazetle ve gönülden gönüle muhabbetle devam eden ehl-i sünnet ve'l-cemaat çizgisindeki sufi kurumlarda, tekkenin başına mürşid olarak geçen kişinin liyakatına bakılırdı. "Beşik şeyhliği" adı verilen, babası şeyh diye oğlu da şeyh olacak biçiminde bir tatbikat söz konusu değildi. Ancak, ehl-i tasavvufla çevrili bir muhitte yetişen bazı kimselerin, istidadı ve kabiliyeti neticesinde postnişin olması gayet normal karşılanırdı. İstanbul Yenikapı semtinde doğan Abdülbaki Nâsır Efendi de bunlardan biriydi. Pederi Yenikapı Mevlevihanesi şeyhlerinden Ebubekir Dede, validesi Galata Mevlevîhanesi şeyhlerinden Kutbünnâyî Osman Dede'nin kızı Saîde Hanım olan Abdülbaki Nâsır Efendi'nin mevlevîlikle irtibatı işte henüz aileden başlamıştı.


AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIDAN YAZININ DEVAMINI OKUYABİLİR VEYA YAZIYI İNDİREBİLİRSİNİZ:





Hiç yorum yok :